Bakış tarzı

Anlatılır ki, Hz. İsa, havarileriyle bir köpek leşinin yanından geçerlerken, havariler köpeğin pis kokusundan, tüylerinin bozulması gibi kötü görünümlerinden söz etmişler. Hz. İsa, şu ifadesiyle onların gözünden kaçan noktaya dikkat çekmiş: “Bakın, ne beyaz dişleri var!”

Neye baktığımızdan ziyade, nasıl baktığımız önemlidir.

Pencereye bakmakla pencereden bakmak aynı şey değildir. Pencereye bakanlar lekeleri görürler. Pencereden bakanlar ise, güzellikleri seyrederler.

İki adam hapishane penceresinden dışarıya bakarlar. Biri çamuru görür, diğeri yıldızları.

İstanbul’a ilk defa giden biri, yolda birine adres sorar. İçki müptelası olan muhatabı, bir takım kumarhaneler ve meyhanelerle o adresi tarif eder. Bu tarife göre bulamayan adam, bir başkasına aynı adresi sorar. Dindar bir zat olan muhatabı, mescitlerle, camilerle adresi anlatır.

Yarısı dolu bir bardak iki kişiye gösterilip ne gördükleri sorulmuş. Biri “yarısı boş bir bardak görüyorum” derken, diğeri “yarısı dolu bir bardak görüyorum” demiş.

Bir profesör, tahtaya beyaz bir kâğıt yapıştırıp ortasına siyah bir nokta koymuş. Ardından öğrencilerine “ne görüyorsunuz?” demiş.

Hepsi “siyah bir nokta” gördüklerini söylemiş.

Profesör şu anlamlı değerlendirmeyi yapmış: “Hayret, hiçbiriniz koskoca beyaz kâğıdı göremedi!”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir