İslâm Hukukunda seddüz-zerai‘, mefsedetlere, yol açan vesilelerin yasaklanması anlamına gelir. Sözgelimi, zina yasak olduğu gibi, zinaya götüren şeyler de yasaktır. İçki haram olduğu gibi, onun üretimi, alım-satımı da haramdır.
Günümüzde uygulanan hukuk sistemlerinde ise genelde seddüz-zerai ihmal edilmiş, hatta “teşviküz- zerai’” yapılır olmuştur. Bu ihmal, hürriyetlerin su-i istimalini netice vermektedir. Devletin medyada içki reklamını yasaklaması, sigaraların üzerine “sigara sağlığa zararlıdır” ibaresini koydurması yeterli bir seddüz-zerai sayılmaz. İslâmiyet fuhşu yasaklarken devletin buna izin vermesi ise, fahiş bir hata olarak kendini göstermektedir. 1990 lı yıllarda İstanbul vergi rekortmeninin fuhuş yuvalarını işleten bir ermeni bayan olması, milletimiz açısından utanç verici bir tablo idi. Devlet uyuşturucuyla mücadele ettiği gibi, içkiyle, fuhuşla ve benzeri rezaletlerle de ciddi mücadele etmelidir. Aileden sorumlu Devlet Bakanlığı’nın imkânlarının ve faaliyetlerinin arttırılmasıyla, fuhşun büyük ölçüde önlenebileceği kanaatindeyiz. Genç nesiller nikâha özendirilmeli, evlilik teşvik edilmeli, fuhşun AİDS gibi tehlikeleri medya aracılığıyla anlatılmalıdır. Ayrıca medyada müstehcen yayınlar bütünüyle yasaklanmalıdır. Zira özellikle genç nesiller göze, kulağa hitap eden müstehcen yayınlarla nefsine hâkim olamaz bir hale gelmekte, pervane böceklerinin ateşe atılması gibi, şehvet ateşine kapılıp yanmaktadır.
