Anne-baba hakkı

Hayatını çocuğuna feda eden anne-baba, elbette çocuğu üzerinde birtakım haklara sahiptirler. Kur’an-ı Kerim’de, Allah’a ibadet emrinden hemen sonra anne-babaya iyilik emredilir. Onlardan biri veya her ikisi yaşlı hallerinde çocuklarının yanında bulunursa, çocukların şu beş esasa riayet etmeleri bildirilir:

1- “Onlara “öf” bile deme.

2- Onları azarlama.

3- Onlara güzel söz söyle

4- Onlara şefkat kanatlarını ger.

5- “Ya Rabbi, onlar küçükken beni terbiye ettikleri gibi, yaşlı hallerinde onlara merhamet et!” diye onlara dua yap.”1

Anne-baba, çocuğa haksızlık bile etse, çocuğun onlara karşı isyan hakkı yoktur. Ayet şöyle emreder:

“Annen-baban bilmediğin bir şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa, onlara itaat etme. Ama dünyada onlarla iyi geçin…2

Huzur evleri

Batı toplumunda aile bağları çok kuvvetli olmadığından, yaşlı anne-baba çocuklarıyla birlikte kalamamakta, “huzur evi” denilen yerlere bırakılmaktadır.

İslâmî yönden ele aldığımızda, böyle bir tavrın hoş görülmesi elbette mümkün değildir. İslâmda “huzurevi” modeli değil, “huzurlu ev” sistemi vardır. Bu sistemde, evlat yaşlı anne -babasıyla aynı evde kalmayı büyük bir mazhariyet bilmekte, kendisini dünyaya getiren anne-babasına o yaşlı hallerinde hizmeti zevkle ve şevkle yapmaktadır.

Huzur evi modeli, ancak zaruret zamanında geçerli olmalıdır. Bakacak kimsesi olmayan yaşlılar, elbette bu gibi yerlerde devletin imkânlarıyla kalacaklar, huzuru yakalamaya çalışacaklardır. Osmanlıdaki “daru’l- acezeler” bu gayeyle yapılmış ve kimsesiz yaşlılara hizmet vermiştir.

1 İsra, 23-24

2 Lokman, 15

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir