Kadın ve erkek evlilik öncesi ciddi bir cinsellik sınavından geçtikleri gibi, evlendiklerinde de başka başka sınavlardan geçerler. Bunlardan biri de, aile hayatını sağlıklı devam ettirmelerdir. Tabiatları birbirinden farklı olduğundan hemen her meselede aynı düşünmeleri, aynı hisleri duymaları beklenemez ve beklenmemelidir. Aksi halde ilk günlerin ve ayların mutlu aile görüntüsünün yerini karşılıklı nazlanmalar, ithamlar, tenkitler… alacaktır.
Evlilik, ciddi bir olaydır. Kadın ve erkeğin nikâh akdiyle bir araya gelmeleri,
-bir yuva kurmak,
-birbirlerini harama düşmekten korumak
-ve geleceğin nesillerini yetiştirmek gibi ulvi gayelere yöneliktir. İslam’a göre evlilikte esas, dünya ve ahiret beraber olmaktır.
Hayatta sağlığın yanında hastalıkların da olması bir realite olduğu gibi, ailede bazı problemler de yaşanması öyle bir realitedir. Ailede geçimsizlik, istenilen bir şey olmamakla beraber, bundan tamamen kurtulmak da âdeta mümkün değildir. İnsanın olduğu yerde, tarih boyunca problem de olmuştur. Kur’an-ı Kerim, karı-koca geçimsizliği ile ilgili olarak, “sulh, hayırlıdır” esasını getirir.1 Hz. Peygamber, boşanmayı “Allah’ın en hoşlanmadığı helal” olarak niteler.2 Boşanma, bütün alternatiflerin bittiği noktada müracaat edilebilecek “son çaredir.”
İslam’da boşamanın kolaylığını tenkid edenler, meseleyi insaf ölçüsünde mütalaa etseler, bu tür görüşlerden herhalde vazgeçeceklerdir. Zira aile bağlarının eskiye göre zayıfladığı günümüz dünyasında bile, nikâhına en fazla sahip çıkan ve en az boşanma olayını yaşayanlar yine Müslümanlardır. Boşanma, genelde dini terbiyeden uzak kalanların problemidir.
Taraflar şunlar gibi esasları nazara alsalar ve uygulasalar, aile hayatları daha sağlıklı devam eder:
-Evlilik mutlu olma sanatı olmasından daha ziyade “mutlu etme sanatıdır.”
-Evlilikte her hatayı görmek uygun değildir.
-Taraflar yapıcı tenkit yapabilirler, ama yıkıcı tenkitten uzak kalmalıdır.
-Haklı olmak yetmez, mutlu olmak esastır.
-İki taraf birbirine emanettir, emaneti zayi etmemek gerektir.
-Zorluklara sabretmek ham ruhları olgunlaştırır. Aile hayatında hemen herkes bir kısım zorluklara muhatap olur. Bunları sabırla karşılamak, kişinin maneviyatta yükselmesini sağlar.
-Bazan taviz vermek, sineye çekmek gerekir. Daha olgun olan bunu yaptığında olgunluğunu artırmış olur.
-Aile hayatında beraber yemeğe çıkmak, yürüyüş yapmak gibi aktivitelerle monotonluğu kırmak, yeni heyecanlar yaşamak o aile yuvasını daha mutlu hale getirir.
1 Nisa, 128
2 Ebu Davud, Talak, 3
