Kinaye

“Eli sıkı” olan kimse, “eli açık” olanın dünyasını anlayamaz.

Kinaye, bir fikri, bir düşünceyi kapalı söylemektir. Mesela, cö­mert insan için “eli açık,” cimri için “eli sıkı,” israfçı insan için “eli delik,” kibirli insan için “burnu büyük,” iffetli kişi için “eteği temiz,” kıt anlayışlı kimse için “kalın kafalı” şeklindeki ifadeler hep birer kinayedir. Kinayede, kelâmın ilk anlamı değil, ikinci anlamı kas­tedilir. Mesela kibirli insan için kullanılan “burnu bü­yük” ifadesi, o kimsenin burnu gerçekte küçük olsa bile, doğru bir söz olur.

Bir hakikati doğrudan söylemenin uygun olmadığı durum­larda, kinayeli söylemek daha edebîdir. Mesela, tuvalete giden bir kimsenin “Abdest tazelemeye gidiyo­rum “demesi, nazikçe bir ifadedir.

Edebin menbaı olan Kur’an-ı Kerim ayetlerinde bu­nun pek çok örneğini bulmak mümkündür. Mesela, ka­dın ve erkeğin evlilik ilişkisinden, “kadınlara do­kun­mak,” “birleşmek” gibi kinayeli ifadelerle bahse­dilmiş­tir.1

Rivayetlere göre, Hz. Peygamber, savaşa çı­kar­ken nereye gideceğini söylemez, kinayeli ifadeler kul­la­nırdı.2

Kur’an-ı Kerim’deki şu ayet, latif bir kinaye örneği­dir. Şöyle ki:

Ayetlerimizi yalanlayan ve onlara inanmayı kibir­le­rine yediremeyenlere, gök kapıları açılmaz ve deve iğ­nenin de­liğinden geçinceye kadar Cennet’e giremez­ler.”3

Ayette ge­çen “deve iğnenin deliğinden geçin­ceye ka­dar Cennet’e gire­mezler” ifadesi, bazılarınca “Acaba deve iğnenin deliğinden geçer mi, yoksa geçmez mi?” şek­linde tartışma konusu olmuş­tur. Hâlbuki belâ­ğata aşina olanlarca malûmdur ki, bu gibi ifadeler “aslâ mümkün değildir” anlamından kinaye olarak kullanı­lır. Türkçedeki “Balık kavağa çıkınca…” ifadesi de bu­nun gibidir.4

Anlatılır ki Necip Fazıl’a, “Allah deveyi iğ­ne­nin deliğinden geçirebilir mi?” diye sormuşlar. “Evet, geçi­rir” demiş. Bunun üzerine, “Deveyi mi kü­çültür, yoksa iğneyi mi büyültür?” demişler. Necip Fazıl, İlâhî kudretin son­suz­luğunu ifade babında şöyle ce­vap vermiş: “Ne deveyi kü­çültür, ne iğneyi bü­yül­tür. Gökteki yıldızları senin göz­bebeğine sığdırdığı gibi, vı­zır vızır geçirir!”

1 Nisa, 21; Nisa, 43.

2 İbn Hişam, Siretu’n-Nebeviyye, IV, 159.

3 A’raf, 40.

4 Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, III, 2161.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir