Kâinatta sayısını bilmediğimiz âlemler vardır. Bunlardan bir tanesi de, misâl âlemidir. Misâl âlemi, bir nevi görüntüler âlemidir. Hamdi Yazır, bu konuda şöyle der:
“Uyanıkken, özellikle bir karanlıkta ve gözler yumulmuş olarak bir murakabe hâlinde, bir sinema manzarası gibi görülen bir takım misâlî manzaralar meydana gelir. Bunlar, sıradan hatıra ve hayale gelen şeyler gibi sönük değil, tıpkı bir rü’yet kadar parlak ve açık olarak gözlenir. Tıpkı bir rüya gibi, misâlen ve bazı da aynen tabir ve te’viliyle sonradan gerçekleşirler.
Bunu kendilerinde müşahede etmiş olanlar şuna kanaat ederler ki: Mücerret mânâ âlemi ile madde arasında, muallâk bir misâl âlemi vardır. Mânâ maddede, madde mânâda bununla temessül eder.” (IV, 2868)
Misal âlemi -televizyondaki görüntü misali- görüntüler alemidir. Rüyadaki görüntüler bu âlemden olduğu gibi, keşif ehli zatların uyanıkken gördükleri de bu âlemdendir. Bu âlemin bir örneği de, Hamdi Yazır’ın üstte dikkat çekmiş olduğu uyku ile uyanıklık arasında -en azından bazı fertlerde- meydana gelen görüntülerdir. Bunlar, sadık rüyanın bir kısım gaybi sırlar taşıyabilmesi gibi, gaybi bazı işaretler taşıyabilirler.