Kur’an ve beşer sözü

Kur’an, İlâhî kelâm ve insan, Allah’ın has muhatabıdır. Kur’an, pek çok âyetinde onu İlâhî bir kelâm olarak görmeyenlere meydan okur, kendisinin bir benzerinin getirilmesini ister. Ancak, Kur’an’ın gönderildiği zamandan günümüze kadar böyle bir şey gerçekleştirilmemiştir. Çünkü “Kur’an ile beşer kelâmı arasında fıtrat- sanat farklı vardır.” (I, 12)

İnsan topraktan çanak çömlek yaparken, Cenâb-ı Hak aynı topraktan yüzbinlerce tür canlı yaratır. Beşerin sanatı İlâhî sanata benzemediği gibi, kelâmı dahi İlâhî kelâm gibi olamaz.

Cenab-ı Hak kelamının iki özelliğine şöyle dikkat çeker:

Rabbinin kelâmı, sıdkça da tam, adaletçe de tamdır.” (En’am, 115)

Hamdi Yazır, bunu şöyle açıklar:

Bir söz, ya ihbarî veya inşaîdir. İhbarî ifadelerde asıl olan sıdk, inşaî cümlelerde asıl olan adalettir. Âyet, Kur’an’ın bu mümtaz özelliğine işaret eder.” (III, 2034-2035)

İhbari söz, “şu şöyledir” diye hüküm bildiren ifadelerdir. Böyle bir söz, doğru veya yanlış olur. Mesela, geçmiş devirlerde olup bitenler haber verildiğinde, verilen haber ya doğrudur veya yanlıştır. Kur’an-ı Kerim eski devirlerden bize doğru olarak bahseder. Çünkü ilmi her şeyi kuşatan ezelî ve ebedî biz Zâtın kelâmıdır. Keza, “hırsızın elini kesin!” şeklindeki cümleler inşaidir. Verilen bu bir emir ya âdilane olur veya zâlimanedir… Kur’an-ı Kerim, hep âdil hükümler, emirler verir. Çünkü mutlak adalet sahibi olan ve insanı yaratan Zâtın hitabıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir