Fitne zamanı çetindir,
o bataklıktan salimen geçebilenlere ne mutlu!
Hz. Peygamber, ahir zaman fitnesinden dikkat çekici ölçüde bahsetmiştir. Mesela şöyle der:
“Fitneler olacak. O fitnelerde oturan ayakta olandan, ayakta olan yürüyenden, yürüyen koşandan daha hayırlı olacak. Ona yaklaşan kendini kurtaramayacak. Kim o fitnelerde bir melce, bir sığınak bulursa, onunla kendini kurtarsın.”1
“Zaman birbirine yaklaşacak. Amel azalacak. Cimrilik artacak. Fitneler zuhur edecek. Herc çoğalacak.
Derler: Herc nedir?
Rasulullah cevap verir: Öldürmek, öldürmek.”2
İbn Mace’de yer alan rivayette, bu herc’in biraz daha izah edildiğini görürüz:
“Müslümanlardan biri der: Ya Rasulullah, şimdi de biz müşriklerden bir yılda şu kadar öldürüyoruz.
Rasulullah der: (Benim bahsettiğim) müşriklerin katli değil. Birbirinizi katledeceksiniz. Öyle ki, kişi komşusunu, amcaoğlunu, yakınını öldürecek.
Birisi der: Ya Rasulullah, o zaman aklımız başımızda olacak mı?
Rasulullah cevap verir: Hayır, o zamandakilerin çoğunun aklı başından alınacak. Kıt akıllı insanlar onların aklını çelecek.”3
“İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki, katil niye öldürdüğünü, maktul de niye öldürüldüğünü bilmeyecek.”4
Bu hadislerde çizilen tabloyu ülkemiz insanı 12 Eylül 1980 öncesinde sağ-sol davası şeklinde, sonrasında ise Güneydoğu olayları olarak yaşadı. Temennimiz, yaşanan facialardan ibret alınması, toplum olarak aynı gemide yaşadığımızın farkına varılmasıdır.
Millet mefhumu çeşitli şekillerde tarif edilmekle beraber, birleştirici tariflerden biri şöyledir: Millet, aynı devlet çatısı altında kader birliği yapmış insanlar topluluğudur.
Dil birliği, din birliği, vatan birliği, kültür birliği, tarih birliği, ülkü birliği gibi esaslar, bir milleti millet yapan bazı temel değerlerdir. Ama her millet için bütün bu değerlerin beraberce bulunması zorunlu değildir. Mesela, İsviçre halkı dört ayrı dil konuşmalarına rağmen, aralarındaki tarih ve vatan birliğiyle yüzyıllardır dengeli bir devlet olarak varlıklarını devam ettirmektedirler. Amerikan halkı, çok farklı ırklardan meydana gelmekle beraber; vatan, din, ülkü birliği gibi esaslar etrafında birleşebilmişlerdir. Bizdeki problemlerin çözümü “ümmet şuuruna erebilmek” esasındadır.
Hz. Peygamberin istikbale yönelik haberlerinden şu üçü hayli dikkat çekicidir:
1- “Fırat’ın suyu çekilecek, Altından, altın dolu bir hazine çıkacak. Buna yetişen ondan bir şey almasın.”5
Müslim’de geçen rivayette ise “Onun yüzünden savaş çıkacağı, % 99 kişinin öleceği” anlatılır.6
Bazıları, bundan muradın “Fırat üzerinde yapılan barajlar sebebiyle suyun altın gibi kıymet kazanacağı, suyun çekildiği ülkelerin bu yüzden mesele çıkaracağı olabilir” demektedir. (Doğrusunu Allah bilir). Fakat şurası bir gerçektir ki, bugün bölgede yaşanan problemlerin bir ucu GAP projesine dayanmaktadır. Nil Fırat arasını kendi ecdatlarının toprağı olarak gören bir ülke, güçlü lobisiyle başka ülkeleri de harekete geçirerek bölgeyi karıştırmaktadır.
2-“Irak halkına ölçeğin (gıdanın) ve dirhemin (paranın) yasaklanması yakındır.
Sahabi sorar: Ya Rasulullah, bu nasıl olacak?
Rasulullah cevap verir: Acemler bunu yapacak, bunları Irak ehlinden men edecekler.“7
Hadis-i şerif sanki 1990 lı yıllarda Irak’a uygulanan ambargoyu tarif etmektedir. Acem, Arab olmayanlara verilen isimdir. Hadisin devamında “Suriye halkının da “Rumlar” tarafından böyle bir hale maruz kalacağı” anlatılmaktadır.
3-“İnsana vahşi hayvanlar, kamçısının ucu ve ayakkabısının bağı konuşmadıkça, uyluğu ailesinde kendisinden sonra ne olup bittiğini söylemedikçe kıyamet kopmaz.”8
Kamçının ucunun konuşması, âdeta telsizlerin, cep telefonlarının bir tarifidir. Diğer konuşmalar da nazara alınırsa şu anda hayretle izlediğimiz iletişim imkânlarının, ilerde çok daha hayret verici boyutlara ulaşacağı söylenebilir.
1 Buhârî, Fiten,9; Müslim, Fiten,10; Tirmîzî, Fiten,29
2 Buhârî, Fiten, 5
3 İbn Mace, Fiten, 10
4 Müslim, Fiten, 55
5 Buhârî, Fiten, 24
6 Müslim, Fiten, 29
7 Müslim, Fiten, 67
8 Tirmizi, Fiten, 19
