Necip Fazıl, şiirlerinde ölüme hayli yer veren şairlerimizdendir. Bir şiirinde şöyle der:
“O dem ki; perdeler kalkar, perdeler iner.
Azrail’e ‘hoş geldin’ diyebilmekte hüner….”
Azrail, ölüm meleğinin adıdır. İnsana verilen ruh cevherini, vakti geldiğinde teslim alacak olan bu melek, canının istediği zaman can almaz, kendisine verilen listeye göre görevini ifa eder. Bazı rivayetlerde geldiğine göre, yüce Allah melekler arasında iş bölümü yapar, Azrail’e de ölüm görevi verir. Bunun üzerine Azrail şöyle der:
“Ya Rabbi, en zor görev bana düştü, sevenleri birbirinden ayıracağım, onlar da benden küsecekler.”
Cenab-ı Hak hikmet diliyle şu cevabı verir:
“Merak etme, seninle ölüm arasına hastalıklar, musibetler gibi perdeleri koyacağım. İnsanlar itiraz oklarını sana değil, o perdelere atacaklar.”
Her insanın Azrail’le randevusu vardır. Ömür boyu bu ana hazırlanan kişi için ruhunu ölüm meleğine teslim etmek hiç de zor gelmez. Azrail böyle birinin ruhunu tabir yerindeyse “tereyağından kıl çeker gibi” gayet kolaylıkla alır. Ama bu randevuya hazırlığı olmayan birine ölüm çok zor gelir, onun ruhunun alınması, sağlam bir dişin çekilmesinden çok daha ızdıraplı olur.
