“Hiçbir nefis için Allahın izni olmadan ölmek söz konusu değildir. (Ölüm) belirlenmiş bir süre olarak yazılmıştır.”1
Her ne kadar insanlar ve diğer canlılar için ortalama bir ömür söz konusu ise de, fertlerin ölümü noktasında belli bir standart yoktur. Yaşlı bir zat ölüme yakın olduğu gibi, dünyaya yeni gelen bir bebek de ölüme uzak değildir. Bu durumda her canlı için belirlenmiş bir ecel vardır. Beşte çalmak üzere alarmı kurulan bir saat, ne bir saniye önce, ne de bir saniye sonra çalmadığı gibi, insanın eceli de birdir, değişmez. Bu, ayetlerin ışığında şöyle ifade edilir:
Ecel mukadderdir, ne ileri alınır, ne de geri kalır.
Yaşlı bir zatla sohbet esnasında kendisinin yetmiş beş yaşında olduğunu öğrenince, “maşallah, delikanlı gibisiniz” dedim. Güldü ve şöyle dedi: “Gibisi fazla, gerçekten delikanlıyım.” Ardından da şunları ilave etti: 1950’li yıllarda ciddi bir rahatsızlığım olmuştu. Doktor, aileme “bir haftaya zor çıkar” demiş. Ama öldürmeyen Allah öldürmüyor, elhamdülillah hayatımız devam ediyor.”
1 Âl-i İmran, 145
