İştikak

Ölmek değildir ömrümüzün en feci işi.

Müşkil budur ki, ölmeden evvel ölür kişi.” 1

Yahya Kemal Beyatlı

İştikak, aynı kökten gelmiş kelimeleri bir cümlede kullan­mak­tır. Mesela Mehmed Âkif’in, “Zulmü alkışlaya­mam, zalimi asla sevemem”2 cüm­lesinde “zulüm, za­lim” kelimeleri aynı kökten gel­miştir. Cılız iktidarlar için kullanılan “bu iktidar muktedir değil!” ifadesi güzel bir iştikak örneğidir.

Mesela Baki’nin şu beytine bakalım:

Baş eğmeyiz edânîye dünyâ-yı dûn içün.”

Allahadır tevekkülümüz, itimadımız.”3

(Alçak dünya menfaatleri için aşağılık kimselere baş eğmeyiz. Tevekkül ve itimadımız ancak Allah’adır.)

Bâki burada aynı kökten gelen edânî, dünyâ ve dûn kelimelerini ustalıklı bir şekilde aynı cümlede art arda kullanmıştır.

Edipler edepli olmalıdır, hem de edeb-i İslâmiye ile mü­teeddip olmalıdır”4 cümlesinde “edip, edeb, müte­edip” kelimelerinin iştikak ettikleri kök aynıdır.

Şu tefekkürî cümlelerde de hayli iştikak örnekleri görebiliriz:

Gözü veren zât, hem gözü görür, hem ince bir mana olan gözün gördüğünü görür, sonra verir. Evet, senin gözüne bir gözlük yapan gözlükçü usta, göze gözlüğün yakıştığını görür, sonra yapar. Hem kulağı veren zât, elbette o kulağın işittiklerini işitir, sonra yapar, verir.”5

Yahya Kemal, Sessiz Gemi şiirinde bu sanatı şöyle kullanır:

“Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler,

Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.”6

Dikkat edilirse, şiirde yer alan “sevilmiş, seven, sevgililer” kelimeleri aynı kökten türemişlerdir.

Kur’an-ı Kerim’de de hayli iştikak örnekleri görebi­li­riz. Mesela Felak Suresinde “Haset ettiğinde hasidin şerrinden sabahın Rabbine sığınmamız” emredilir.7 Burada hasit ve haset aynı kökten gelmiştir.

Konuya Kur’andan daha pek çok örnek verilebilir. Ancak ayetlerin meallerinde bu durum net görüle­me­diğinden, numune olarak bazı sure ve ayet numaralarını vermekle iktifa edeceğiz. Mesela Bakara, 186; İsra,11; Kamer, 6; Nuh,1; Fetih,1; Tur, 13.

1 Beyatlı, Kendi Gök Kubbemiz, s. 88

2 Ersoy, Safahat, s. 384

3 Kabaklı, Türk Edebiyatı, II, 598

4 Nursî, Hutbe-i Şâmiye, s. 102

5 Nursî, Şualar, Envar Neşriyat, İst. 2002. s. 9

6 Beyatlı, age. s. 89

7 Felak, 5

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir