Gök ağlamayınca yer gülmez.
Mecaz, bir sözün gerçek anlamından farklı kullanılmasıdır. Mesela, “Sobayı yak” cümlesi, sobanın içindeki odun veya kömürün yakılmasını ifade eder. “Bereket yağıyor” cümlesi, gökten yağmur yağdığını anlatır. Hemen her dilin mecazi anlatımları vardır. Kur’an’da da pek çok mecaz örneği görmek mümkündür. Mesela, “Allah’ın iki eli de açıktır”1 ayeti, Allah’ın sonsuz cömertliğini bildirir. Yoksa Cenab-ı Hak, bizim bildiğimiz tarzda elden münezzehtir.
“Hiçbir şey, O’nun misli gibi değildir”2 ayeti bu noktada bize rehberlik eder. “Devletin eli, bütün muhtaçlara ulaştı” cümlesinde “devletin eli” cismanî bir el olmadığı gibi, “Allah’ın eli” ifadesinde kastedilen de maddî el değildir.
Anlatılır ki âmâ bir âlim, Kur’an’da mecaz olmadığını iddia ediyormuş. Kendisine “Kim bu dünyada âmâ ise, o ahirette de âmâdır, hatta daha da şaşkın bir hâldedir”3 ayeti hatırlatılıp “Eğer Kur’an’da mecaz yoksa, bu ayetin hükmüne göre ahirette kör olacaksın” denilmiş. Bunun üzerine, “Evet, Kur’an’da mecaz var” demeye mecbur kalmış.4
Üstteki ayet, dünyada gerçekleri görmeyenlerin diğer âlemde ceza olarak kör kalacaklarını bildirir. Nitekim bir başka ayette gerçek körlüğün gözün kör olması değil, sadırlardaki kalplerin kör olması olduğu haber verilir.5 Bu dünyada manen kör olanlar, diğer âlemde gerçekten kör olacaklardır. Kur’an bunu bize şöyle bir tabloyla sunar:
“Kim Beni zikirden (anmaktan, hatırlamaktan) yüz çevirirse, ona sıkıntılı bir hayat vardır ve Kıyamet Günü onu kör olarak haşrederiz.”
“Ya Rabbi, beni niçin kör olarak haşrettin, der. Hâlbuki ben dünyada görüyordum .”
“(Allah) der: Evet öyleydi. Sana ayetlerimiz geldi, fakat sen onları unuttun. Bugün de ceza olarak unutulacaksın.”6
Dikkat edilirse, ayetin son kısmındaki “Bugün de ceza olarak unutulacaksın” ifadesinde başka bir mecaz vardır. Çünkü “Rabbim şaşırmaz ve unutmaz”7 ayetinin hükmünce, Cenab-ı Hak unutmaktan münezzehtir.
İşte Kur’an’ın bazı ayetleri, diğer bazı ayetlerini anlamamızda rehberlik etmektedir.8 Çünkü Kur’an’ın tamamı bir tek kelâm hükmünde bir bütünlük arz eder.
1 Maide, 64.
2 Şûra, 11.
3 İsrâ, 72.
4 Sabunî, Safvetu’t-Tefasir, II, 174
5 Hacc 46.
6 Taha, 124-126.
7 Taha, 52.
8 Subhi Salih, Mebahis fî Ulûmi’l – Kur’an, Dâru’l-İlm, Beyrut, 1968, s. 299.
