Günlük, mevsimlik, senelik, devirlik… kıyametler vardır.
Hz. Musa’nın peygamber olarak gönderilişi, insanlık tarihinde çok önemli bir dönüm noktasıdır. “Biz Kurun-u ulâyı (ilk devirleri) helâk ettikten sonra, Musa’ya Kitap verdik”1 ayetinden hareketle, insanoğlunun şu dünyadaki hayat macerası başlıca şu üç devrede ele alınabilir:
1-Kurun-u ûlâ (ilk devir): Hz. Âdem’den Hz. Musa’ya kadar.
2-Kurun-u vustâ (orta devir): Hz. Musa’dan peygamberimize kadar.
3-Kurun-u uhrâ (son devir): Peygamberimizden kıyamet kopuncaya kadar.2
Üstte zikrettiğimiz hadislerden öyle anlaşılıyor ki, şu anda bizler ahirzaman fitnesinin tam içindeyiz. Belki pek çoğumuz, yavru balığın anne balığa “anne, deniz nerde?” demesi gibi “ahirzaman nerde, ne güzel yaşıyoruz” diyebilirler. Fakat şunu söyleyelim ki, peygamberimizin gönderilmesi zaten bir ahirzaman alametidir. Hz. Peygamberin, işaret ve orta parmağını açarak “Ben ve kıyamet bu ikisi gibiyiz”3 buyurması bunun bir delilidir. Ayrıca, Kur’an-ı Kerim’in “Kıyamet yaklaştı”4 diye haber vermesi de, son derece anlamlıdır.
Bir gün Hz. Peygamber ashabına olmuş olacak şeylerden bahsederken ashap “acaba güneş battı mı? diye bakarlar. Rasulullah der:
“Dikkat edin, dünyanın geçen ömrüne nisbetle geriye kalan ömrü, ancak bugünümüze nisbetle geriye kalan zaman gibidir.”5
Yani, o durumdaki güneşin batması artık yakın olduğu gibi, dünyadaki hayat güneşinin batması da çok uzak değildir.
Fakat şu da unutulmamalıdır: Dünyanın milyonlarca, hatta milyarlarca senelik ömrü içinde peygamberimizin devrinden bugüne kadar geçen bin dört yüz küsur senelik zaman, az bir zaman sayılır.
İnsan, kendi eceliyle alakadar olduğu gibi, dünyanın eceli demek olan kıyametle de alakadardır.
Üç çeşit kıyamet vardır:
1-Kıyamet-i suğra (küçük kıyamet).
2- Kıyamet-i vusta (orta kıyamet).
3- Kıyamet-i kübra (büyük kıyamet).
Küçük kıyamet, tek tek fertlerin ölümüdür.
Orta kıyamet, Nuh Kavmi ve Lut Kavmi örneklerinde görülebileceği üzere, bir topluluğun tarih sahnesinden silinmesidir.
Büyük kıyamet ise dünyanın ölümüdür.
Hz. Peygamber, civardan kendisini ziyarete gelip de, “Kıyamet ne zaman kopacak” diye sorduklarında, onların en gencini gösterip şunu söylerdi: “Eğer bu yaşarsa, yaşlanmadan kıyametiniz kopar.”6
Hz. Peygamberin bu cevabı latif bir nükteyi ihtiva etmektedir. “Bu yaşarsa, yaşlanmadan kıyamet kopar” demeyip “kıyametiniz kopar” demesi o neslin kıyametini ifade etmektedir. Çünkü ölenin kıyameti kopmuş demektir. Nesillerin de kıyameti vardır. İlerde dünyanın da kıyameti olacaktır. Küçük bir âlem olan insan, ölümden kurtulamadığı gibi, büyük bir insan mesabesinde olan âlem de kıyametten kurtulamayacaktır.
1 Kasas, 43
2 Yazır, Hak Dîni Kur’an Dili, V, 3739
3 Müslim, Fiten, 132
4 Kamer 1
5 Tirmizi, Fiten, 26
6 Müslim, Fiten, 136
